Hideo Kojima’dan Şaşırtan Açıklama: Death Stranding 3 Geliyor Ama Yönetmeni Başka Biri Olacak!
Efsanevi oyun tasarımcısı Hideo Kojima, merakla beklenen ve önümüzdeki ay sadece PlayStation 5 için piyasaya sürülecek olan Death Stranding 2: On the Beach’in heyecanını yaşatırken, serinin geleceğine dair ilginç ipuçları verdi. 61 yaşındaki Kojima, Death Stranding 3 için aklında bir konsept olduğunu ancak bu potansiyel devam oyununun yönetmen koltuğunda kendisinin oturmayacağını açıkladı.
Kojima’nın Yoğun Ajandası: Yeni Oyunlar ve Bir Film Yolda!
Metal Gear serisinin yaratıcısı olan Kojima’nın önümüzdeki döneme dair oldukça yoğun bir programı bulunuyor. Xbox için geliştirdiği gizemli oyun OD, PlayStation için yepyeni bir aksiyon-casusluk oyunu ve yapım aşamasında olan bir Death Stranding filmi, Kojima’nın yaratıcılığının sınır tanımadığını gösteriyor. Bu yoğun tempo göz önüne alındığında, Kojima’nın Death Stranding serisine kendisinin devam etmeyeceğini düşünmesi aslında pek de şaşırtıcı değil.
“Plate Gates” Evreni Genişletiyor: Sonsuz Devam Filmi Potansiyeli!
VGC’ye Death Stranding 2’nin yeni bir ön izlemesi sırasında konuşan Kojima, On the Beach’te tanıtılan “Plate Gates” konseptinin, gelecekteki Death Stranding oyunlarının dünyanın farklı ülkelerinde geçmesine olanak sağlayabileceğini belirtti. Bu yenilikçi konsept, serinin anlatı potansiyelini adeta sonsuza dek genişletebilir.
Kojima, bu konuda “Eğer bu Plate Gate konseptini kullanırsam, neredeyse sonsuz sayıda devam filmi yapabilirim,” dedi. “Elbette şu anda böyle bir planım yok ama başka bir devam filmi için aklımda bir konsept var. Bunu bizzat ben yönetmeyeceğim ancak başka birine bu görevi verirsem, muhtemelen onlar hayata geçirebilirler.”
COVID-19 Pandemisi Temayı Değiştirdi: “Bağlanmamalıydık” Fikri Doğdu!
Kojima ayrıca, COVID-19 salgınının kendisini, ilk oyunun “Bağlanalım” sloganına sahip olan ikinci Death Stranding’in temel temasını nasıl değiştirmeye ikna ettiğini de samimi bir şekilde anlattı. Salgının dünya üzerindeki derin etkileri, Kojima’nın anlatısına yeni bir boyut kazandırmış.
“Death Stranding’i COVID-19 salgınından önce yayınladık,” diye açıklayan Kojima, sözlerine şöyle devam etti: “O dönemde dünya, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması gibi izolasyona ve bölünmeye doğru gidiyordu. Bu yüzden ‘Hadi bağlanalım. Eğer bağlanmazsak felakete doğru sürükleniyoruz’ diyordum. Death Stranding’in temel teması, hikayesi ve oynanışı bu ‘bağlantı’ üzerine kuruluydu.”
“Ancak oyun yayınlandıktan sadece üç ay sonra pandemi patlak verdi ve bu durum beni gerçekten şaşırttı – bir bakıma Death Stranding’in öngördüğü senaryoya benziyordu. Gerçek dünyada, 21. yüzyılda, internetin oluşturduğu Kiral Ağ’a benzer bir yapıya sahibiz. Bu durum, İspanyol Gribi gibi 19. yüzyıldaki salgınlara kıyasla biraz farklıydı. İnternet sayesinde salgının etkilerinden bir nebze olsun kurtulduk ve insanlar çevrimiçi ortamda birbirleriyle bağlantı kurmaya devam etti.”
Bağlantının Karanlık Yüzü: Sanal Dünya İzolasyonu Tetikliyor mu?
Kojima, insanların karantina deneyimlerini atlatmalarına yardımcı olan bu aynı bağlantının, paradoksal bir şekilde günümüzde insanlığı böldüğüne inanıyor. Fiziksel etkileşimin azalması ve sanal dünyanın yükselişi, Kojima’yı düşündüren önemli bir nokta.
“Yaşadığımız süreçte, stüdyomuzda bile artık evden çalışan insanlar var ve ben hala bazılarının yüzlerini bile bilmiyorum. Müzik konserleri bile iptal edildi ve her şey çevrimiçi yayınlara dönüştü. Bunun salgın sırasında kaçınılmaz olduğunu anlıyorum. Aynı şey okullar için de geçerli; arkadaşlarınızla oynamak veya öğretmenlerinizden doğrudan öğrenmek yerine, YouTube videoları izlemekten pek de farkı olmayan çevrimiçi bir ekrana bakıyorsunuz.”
“Her şey adeta ‘metaverse’e doğru bir eğilim gösteriyor. Televizyonu açtığınızda, herkes metaverse çağının geldiğini ve insanlarla fiziksel olarak etkileşime girmeye gerek olmadığını konuşuyordu. Bu durumun bizi korkunç bir yola sürüklediğini hissettim. İnsanlar arasındaki iletişim bu şekilde olmamalı. İnsanlarla tesadüfen tanışırsınız veya beklemediğiniz manzaralarla karşılaşırsınız. Gittiğimiz bu sanal yolda, bunların hepsini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız.”
“Sopa ve İp” Teorisi Geri Dönüyor: Bağlantının Gerçek Anlamı Sorgulanıyor!
Metal Gear’ın yaratıcısı, Death Stranding 2 için halihazırda bir konsepti olmasına rağmen, pandemi deneyiminden sonra bu orijinal fikrin artık doğru gelmediğini ve bu nedenle senaryoyu yeniden yazdığını açıkladı. Oyunun temasının, ilk oyundaki “bağlantı” vurgusundan farklı bir yöne evrildiğini gösteriyor.
“Bu gerçekten garip bir durum. ‘Bölünme ve izolasyon yerine bağlantı kuralım’ temalı bir oyun yarattıktan sonra pandemi oldu ve ‘Belki de bu kadar çok bağlantı kurmak aslında o kadar da iyi bir şey değil’ diye düşünmeye başladım,” diyen Kojima, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu durum, ilk oyundaki ‘sopa ve ip’ teorisine geri dönüyor. Oyunda bu temaya dair çok fazla önsezi var, bu yüzden eminim ki oyunu oynadığınızda çoğunuz ne demek istediğimi anlayacaksınız ve sonunda her şey yerine oturacak. Pandemi sırasında hissettiğim karmaşık duygular – oyunda bu duyguları ifade eden bir karakter var.”
“Oyunun logosu bile bir ipucu taşıyor: İlk Death Stranding logosunda, ipliklerin logonun altından geldiğini görebilirsiniz – bu ‘Hadi bağlanalım’ temasını simgeliyordu. Ancak bu sefer, Death Stranding 2’nin logosunda, ipliklerin logonun üstünden geldiğini görüyorsunuz. Tıpkı Godfather logosu gibi bir görüntü. Hatta oyun boyunca, Dollman ve mech askerler gibi birçok karakterden iplikler görüyorsunuz. Bunların hepsi aslında ipuçları. Bağlanmanın gerçekte ne anlama geldiğini derinlemesine düşünmeye başladığınızda, birçok soru işareti belirmeye başlıyor… Şimdilik söyleyeceğim tek şey bu.”
Görünen o ki Death Stranding 2: On the Beach, sadece yeni bir hikaye sunmakla kalmayacak, aynı zamanda “bağlantı” kavramını da daha derinlemesine ve belki de daha karanlık bir açıdan ele alacak. Kojima’nın bu yeni vizyonunu deneyimlemek için sabırsızlanıyoruz!

